YURDUMUN İNİLTİSİ -MEHMET EMİN YURDAKUL
Balkan Savaşı yıllarında ülkemiz büyük yenilgiler ve büyük bunalımlar içinde yüzmekteydi. Daha, kısa bir süre öncesine kadar Türkiye’nin birer ili niteliğindeki birkaç Balkan devleti aralarında birlik kurmuşlar, imparatorluğun ana sınırlarına saldırmışlardı. Bu saldırının verdiği acı sonuçlar bir yana, ülke kendi içinden de tehlikeli çalkantılarla sarsılıyordu. Mehmet Emin Yurdakul, aşağıdaki manzumesinde o dönemin acılarını ve elemlerini işlemiş, bir kurtarıcı çağırmıştı. O günlerin ünlü dergisi «Türk Yurdu»nda çıkan bu çağrısına iki sayı sonra yine kendisi cevap verecek, ordunun her şeyi çözümleyeceğini anlatacaktı. Şairin bu ümidi boşa gitmemiş, Türk ordusu gerçekten de derlenip toplanarak bir süre sonra düşmanları epey geriye atmış, Edirne’yi de Bulgarlar’dan geri almıştır. «Yurdumun İniltisi» aynı zamanda serbest nazmın bizde —sınırlı yapıda da olsa— hecedeki belirli ilk denemelerinden biri sayılabilir.
Evlâtlarım, yedi iklim dört bucak
Benim keskin kılıcımdan titrerken,
Bugün böyle hayvan gibi horlanmak,
Zincirlere hazırlanmak!.. Bu neden?
Neden, neden... Kölem olan milletler
Bana demir vursunlar?
Hâzineme haraç veren devletler
Harabeme saltanatlar kursunlar?..
Reva mı ki toprağım
Devletimden alınsın?
Başta gezen bayrağım
Çamurlara salınsın?
Şu göğsümde ağlayan
Beşiklere merhamet!
Kara yaslar bağlayan
Türbelere riayet!
Ben hiç bir gün bu zillete düşmedim;
Nerde benim o Orhan’ım, Halil’im?
Nerde benim o Turgut’um, Zenbilli’m?
Nerde benim o Köprülü’m, Reşid’im?
Ah ne oldu, bozuldu mu eski kan?
Uyuştu mu yürekler?
Kalmadı mı, arslan pençe bilekler?
Yok mu beni kurtaracak kahraman?
Revâ mı ki toprağım
Devletimden alınsın?
Başta gezen bayrağım
Çamurlara çalınsın?
Şu göğsümde ağlayan
Beşiklere merhamet!
Kara yaslar bağlayan
Türbelere riayet!..