HALÛK’UN AMENTÜSÜ -TEVFİK FİKRET
Bir kudret-i külliye var: ulvî ve münezzeh,
Kudsî ve muallâ; ona vicdanla inandım.
Toprak vatanım, nev’-i beşer milletim;
insan insan olur ancak, buna iz’anla inandım.
Şeytan da biziz, cin de. Ne şeytan, ne melek var;
Dünya dönecek cennete insanla; inandım.
Fıtratta tekâmül ezelîdir; bu kemâle
Tevrât ile, Incîl ile, Kur’an’la inandım.
Ebnâ-yı beşer birbirinin kardeşi.. Hulyâ!.
Olsun; ben o hulyâya da bin canla inandım.
İnsan eti yenmez; bu teselliye içimden
—Bir ân için ecdâdımı nisyanla— inandım.
Kan şiddeti, şiddet kanı besler; bu muâdât
Kan âteşidir; sönmeyecek kanla, inandım.
Elbet şu mezâr ömrünü bir haşr-i ziyâ-hîz
Tâkib edecektir; buna imânla inandım.
Aklın, o büyük sâhirin i’câzı önünde
Bâtıl geçecek yerlere hüsranla, inandım.
Zulmet sönecek, parlayacak hakk-ı dırahşân
Birdenbire bir tâbiş-i bürkânla, inandım.
Kollar ve boyunlar çözülüp bağlanacak hep
Yumruklar o zincîr-i hurûşanla, inandım.
Birgün yapacak fen şu siyah toprağı altın,
Her şey olacak kudret-i irfanla, inandım.
KELİMELER :
Kudret-i küllîyye: tümden ve bölünmez güç; münezzeh: arınık; muallâ: yüce; nev'-i beşer: insanlar; iz'an: anlama, kavrama gücü; fıtrat: yaradılış; nisyan: unutma; muâdât: düşmanlık; haşr-i ziyâhîz: ışık dolu bir kalkınma; sâhir: büyü yapan, ya da o güçte olan; i'caz: yaptığıyla herkesi hayrette bırakma; bâtıl: boş inanç; hakk-ı dırahşân: parlayan gerçek, haklılık; tâbiş-i burkan’ yanardağın parıltısı, patlayışı; zincir-i hurûşân: (burada) gürültüler çıkaran zincir;kudret-i irfan: bilimin, kültürün gücü;
İLGİLİ İÇERİK