RECEP HIFZÎ
Asıl adı Recep olup 1893’te Kağızman’da doğmuş, ilçeyi işgal eden Ermeni çeteleri tarafından 1918’de şehit edilmiştir. Kur’an-ı Kerim’i dokuz yaşında ezberlediği için de Hıfza mahlasım almıştır. Babası Ağadede, annesi Sona’dır.
1908’de evini medrese haline getirmiş, öğrenci okutmaya başlamıştır. 1911’de komşusunun, bir rivayete göre amcasının kızı Sona ile evlenir. O, daha sonra yeniden evlenecektir.
15 yaşında saza ve söze başlar. Ustası Âşık Sezâî’dir. Şeki/sicillemeleriyle tanınır. Şiirlerini sade bir dille söylemiştir.
Kadiri olan Hıfzı hakkında bir kitap hazırlanmıştır.
Ürkütme incitme zalimkâr avcı
Pek yorgundur bu dağların maralı
Yeddi yıldır avlağında gezerim
Yeddi yerden yaralıdır yaralı
Hançer alıp kara bağrım keseyim
Ah ettikçe kara kanlar kusayım
Takdir Allâh'ındır kimden küseyim
Kader kudretinden bahtım karalı
Hakikaten babında bir penâhım var
Bize tan edene yüz bin âahim var
Mağripten maşrika azm-i râhim var,
O yâr nerelidir ben de oralı
Belâlı başıma taş eksik değil
Ağrı Dağı gibi kış eksik değil
Gözümde kan ile yaş eksik değil
Bu fani dünyaya vardım varalı
Ezelden halk olmuş nikâhlarımız
Sevmiş birbirini ervâhlarımız
Nedir bunda bizim günahlarımız
Yâr benim, ben yârın eller nereli
Hıfzıyım didemde dildâr görünür
Âlemi kaplamış her bâr görünür
Her nereye bakarsam o yâr görünür
Kendisine gönül verdim vereli
***
Onudur şehr-i Şubatın
Şükür bitmiş kar çiçeği
Nişanıdır müjdeye gelmiş
Ezel-yaz bahar çiçeği
Esir olur kar altında
Hapsolur yerler katında
Azad olur saatında
Her bir günün var çiçeği
Kar kaldı dağlar payında
Sular çağlanır çayında
Açılır Abrel ayında
Ağaçlarda bar çiçeği
Dağlar yeşile kaplanır
Nazik ellerle toplanır
Güzele armağan olur
Yakasına kor çiçeği
Hıfzî'nin gönül güzeli
Yaprak alttan göz süzeli
Âşıklar sever ezeli
Bir adı da yâr çiçeği