ÂŞIK FERAHÎ
Asıl adı Mehmet Ali Ergat olup 1934’te Ceyhan’ın Kıvrık köyünde doğmuş, 22 Nisan 1969’da Adana’da vefat etmiştir. Asri Mezarlık’a gömülmüştür.
Babası Mustafa, annesi ise Emine’dir. Okuryazarlığı, sonradan kendi kendine öğrenmiştir. Babasının evi terk etmesi, annesinin ölümü, onu çocuk denecek yaşta çalışmak zorunda bırakmıştır.
1954’teİstanbul’da vatanî görevini yaparken hastalanır ve geri gönderilir. 1959’da evlenir ve 1961’de Adana’ya yerleşir. Burada saz satıp türkü dersleri verir. Sesini tamamıyla kaybettikten sonra da kızı Emine ile birlikte sanatını icra eder. Bu arada Konya Âşıklar Bayramı’nın ikinci ve üçüncüsünde baba-kız türkü dalından iki birincilik kazanırlar.
Bazı türküleri bütün yurtta sevilmiş ve radyo repartuvarlarına girmiştir: “Ah neyleyim gönül senin elinden”, “Elâ gözlü nazh yâri” vs.
Çıkıp gurbet ele boşa dolaşma
Gel benim sözümü tut dedim gönül
Vefasız bir yâra gidip bulaşma
Sadık Yâra doğru git dedim gönül
Pehlivan ararsan nefsinle güleş
Mecnûn gibi çık da çöllerde dolaş
Erken kalk yörü de menzile ulaş
Git de muradına yet dedim gönül
Niçin öyle gafil gafil durursun
Bir gün olur ol huzura varırsın
Neyin var neyin yok orda görürsün
Ne edersen burda et dedim gönül
Münâfık kişinin peşine gitme
Zikreyle dünyada günaha batma
Aldanıp şeytana koğ kıybet etme
Kötülüğü baştan et dedim gönül
Dergâhında sakın çulha dokuma
Hayrolmadık bir ilimi okuma
Olur olmaz yerde boşa şakıma
Dostun bahçesinde öt dedim gönül
Der Ferrâhî yere ettim nazarı
Bin bir ismi vardır Hak'tır yazarı
Yâr seher vaktinde kurmuş pazarı
Götür beni orada sat dedim gönül
***
Bu dünyayı baştan başa
Gezem dedim gezemedim
Başım vurdum taştan taşa
Ezem dedim ezemedim
Dünya serbest serin imiş
Hakikat yâr şirin imiş
Aşk ummanı derin imiş
Yüzme dedim yüzemedim
Gözümden döküldü ferler
Âşık olana deli derler
Çözülmüyor gizli sırlar
Çözem dedim çözemedim
Tuttum onun yalanını
Eder bir gün talanını
Yalan dünya pilanını
Çizem dedim çizemedim.
Yarla kurdum pazarımı
Kayıp ettim hezarımı
Der Ferrâhî mezarımı
Kazam dedim kazamadım