HOŞ GELÜR RİNDÂNA SÂKÎ MECLİS-İ SAHBÂDA RAKS - MEZAKİ
GAZEL
Fâ'ilâtün / fâ'ilâtün / fâ'ilâtün / fâ'ilün
Hoş gelür rindâna sâkî meclis-i sahbâda raks
Eylesün şimden girû gül-gûn-kümeyt-i bâde raks
Zâhidâ gel cübbe vü destâr ile gir meclise
Eylesün ma’nâ-yı rindî suret-i takvâda raks
Dil yine ser-geşte-hâl-i şeb-çerâğ-ı ‘ışk idi
İtmedin pervâne gerd-i şem’-i bezm-ârâda raks
Bir gül-i nev-hîze meftun olmayan bülbül gibi
Eylemez pirâmen-i her gönce-i ra’nâda raks
Cezbe-i ‘ışkıyla gâhî eylese ma’zûrdur
Râhib-i deyr-i muhabbet kâ’be-i ‘ülyâda raks
Feyz-ı sahbâ ile dest-efşân olur şâh u gedâ
Neşve-i mey ile ider bende vü âzâde raks
Ey Mezâkî pây-mâl olur ‘adû-yı nâ-bekâr
Esb-i tab’um eyledükçe ‘arsa-i ma’nâda raks
GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ
Ey saki, şarap meclisinde oynamak, raks etmek, rindlere hoş gelir! Bundan böyle, şarabın gül renkli adı raks eylesin!
Gönül Ey zahit, gel, cübbe ve sarıkla meclise gir! Rindliğin manası Allah korkusu şeklinde raks eylesin!
Gönül yine aşkın geceyi aydınlatan ışığından başı dönmüş halde idi. Sen onun meclisi süsleyen mumunun etrafında pervane etmedin!
Bir yeni çıkan güle vurgun olmayan, bülbül gibi, her güzel goncanın çevresinde raks eylemez!
Yüce Kâbe’de, sevgi kilisesinin rahibi aşkın cezbesiyle bazen raks eylese mazur görülmelidir!
Şah ile dilenci, şarabın bereketiyle el açarlar! Köle de hür olan da şarabın verdiği neşeyle raks eder.
Ey Mezaki, benim tabiatım atı mana meydanında raks eyledikçe iş bozan düşman ayaklar altında kalır.
İLGİLİ İÇERİK