DÜŞMENE BAŞ EĞDÜRÜR ŞEMŞİR-İ EFŞANUMUZ - BAĞDATLI RUHİ
GAZEL
Düşmene baş egdürür şemşîr-i hûn-efşânumuz
Himmet eylerse eger serdâr-ı âlî-şânumuz
Tîrümüzden baş halâs etmez adû-yı hîle-sâz
Bir kemâdaruz ki zehr-âlûdur peykânumuz
Rezmgehde görinür a’dâ-yı rûbâha peleng
Câbecâ dâğ-ı sivehlerle tenn uryânumuz
Olmaz ceng etmeden nâlî sipâhî kısmıyuz
Yoğrulupdur kan ile rûz-ı ezelden nânumuz
Biz o pîr-i ceng ü rezmüz kim hizebr âhû-misâl
Göbeğin salar kaçar gûş eylerse efğânumuz
Tek hemân serdârumuz devletle olmuş müstedâm
Kaailüz biz verelüm yolında baş u cânumuz
Ol Süleymân-ı zamânum sâyesinde Rûhiyâ
Hoş geçer dâ’im safâ vü zevk ile devrânumuz
GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ
Eğer şânı yüce başbuğumuz himmet ederse bizim kanlar saçan kılıcımız düşmana baş eğdirir.
Biz okunun ucundaki demir zehire bulanmış öyle yay kullananlarız ki okumuzdan hileci düşman başını kurtaramaz.
Bazı yerleri kara yaralarla kaplı çıplak tenimiz savaş sırasında tilki düşmana kaplan görünür.
Bizim hamurumuz başlangıçta kan ile yoğrulduğu için sipâhî cenk etmeden duramayız.
Biz cenk ve savaşın pîri olan öyle biriyiz ki her ne zaman nara atsak arslan ceylan gibi göbeğini salar.
Yeter ki sultanımız devlet ve ikbâlle sürekli bizim başımızda olsun biz onun yolunda baş ve can vermeğe and içtik.
Ey Rûhî, o zamanının Süleymân’ı sâyesinde bizim vaktimiz dâimâ safâ ve zevkle hoş geçmektedir.
İLGİLİ İÇERİK
BAĞDATLI RUHİ HAYATI ve ESERLERİ