Kullanıcı Oyu: 4 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin değil
 


SAYFA:11/ 101-110

101-ANNEM ÖLDÜ MÜ? –BAHTİYAR VAHABZADE

Ne hız ellerini üzdün dünyadan
Balanı tek koyup nereye gittin?
Nasıl yok oluyormuş bir anda insan
Sanki bu dünyada hiç yok imişsin..

Güneş gurup etti... oda karardı...
Bir anda yok oldun sen hayal gibi.
Şimdi düşünürüm senden ne kaldı..
Gönlünde hatıran kara hal gibi...

Beni boya başa yetirdin anne
Bize borçlu bildik her zaman seni
Sen beni dünyaya getirdin anne
Bense yola saldım dünyadan seni...

Sen bana beşikte ninni çalmışsın
Bugün ninni çalsam sana ben de mi?
Senin şirin şirin ninnilerini
Sana gaytarayım cenazende mi?

'Uykun şirin olsun' diyerdin bana
'Uykun şirin olsun' deyim mi sana
Gerek ben basına dönüm dolanım,
Beni hayat için hep uyutanım,

Söyle ölümçün
Nasıl uyutayım seni ben bugün?

Bu nasıl dünyadır anlayamam ben,
Cilvesi cürbecür, rengi cürbecür
Dün öz nefesiyle seni işiden
Bugün buza dönüp, tasa dönüptür

Bu nasıl dünyadır...
İnsanoğlunun
Hayali göktedir kendi yerdedir...
Sağken omuzunda hayatın yükü
Ölende ceseti çiyinlerdedir...
Bu nice dünyadır bu nice dünya
Ölüm hakikat hayatı rüya
Derdimin gamımın ortagı sendin
Niye yüz çevirdin ya niye benden? ...
'Derdin bana gelsin' hani diyerdin
Niye dert ekledin derdime ya sen

Annem, kimse seni darıltmamıstır,
Ben seni
Ben seni darıltan kadar.
Şimdi kime açsam derdimi bir bir
Kim benim derdime yanar sen kadar?
Evin her yerinde görülür yerin
Gözüm ahtarcıdır anne ey anne
'Ninem' 'hani' diyor küçük azerin
Ne cevap verem ana ey ana
Bilmem bilmem bilmem bu ölüm nedir
Hayat var iken
Nefesin ey anam hala evdedir
Kendin yer altinda taşa dönmüşsün

Bugün yedin oldu...
Annem yedi gün,
Bizimle beraber ağlar odalar
Sana
Yalniz sana
Sana demek için
Gönlümde ne kadar bilsen sözüm var...

Annem ısmarlandın anne topraga
Bu ölüm sineme çekti dağ benim
Sen benim arkamda benzerdin dağa
Sanki de arkamdan uçtu dağ benim...

Ömrü başa vurdun altmış yaşında
Altmışın üstünde durup yaşında
Artık senin için durudgu zaman
Benim çün dolaşır
Gün olur akşam...
Vakit geçer sen benden uzaklaşirsin
Ben sana günbegün yakınlaşırım...

 

SANA GELDİM ANNE -YAŞAR BEÇENE

en akışkan zamanlarda
gücümdün kuvvetimdin
düştüğüm anlarda
yanımdaydın benimdin
bir eylül hüznü
ve bir öksüz çocuk gibi
soldu çiçekler
açmaz oldu menekşeler
anne
kanadı kırık uçmuyor
güvercinler
seni anlatmıyor
esen rüzgarlar
suları okşamaz oldu
yakamozlar
dökülür üstüme
yapraklar
çığlık çığlık
meçhul zamanlar
süzülür damlalar
hicran kervanı kalkar
kalbimden ötelere
dokunsam hayaline
kaybolacak hüzünler
esrik tebessümler
yankılanır mermerlerde
göçebe ruhumun ayak sesleri
savrulan gözyaşlarım yüreğimde
hatıralar devşirdim
eski zamanlardan
böldüm böldüm
çarptım sensizliğin duvarına
içimde ince bir sızı
her şeye rağmen
yüreğim kıpır kıpır
elimde bir demet karanfil
yine sana geldim
yine sana anne!

ANNEM -YAŞAR BEÇENE

Hasret var içimde.. annem uzakta
Ah geçmek bilmiyor suskun zamanlar
Gün düştü bak yine akşam olmakta
Annemi anlatır tüllenen anlar

Hazan var içimde.. annem, her yerde
Ürkek ceylan gibi meçhul hayaller
Yitik akşamlarla solgun günlerde
Annemi yudumlar ıssız sahiller

Hicran var içimde..annem, yakmakta
Şimdi bana kaldı hüzünlü dünler
Mavi sükûtuma sabır akmakta
Anne, günlerime değer sürgünler

Âlemler içimde.. annem içinde
Beni de bağlasa hayata bir şey
Bir yanım kalır hep neden niçinde
Anne bir su gibi akmıyor her şey.

 

104-ANNE - MUSTAFA ÖZÇELİK
Barışın sesi nasıldır anne
Ya sevdanın rengi
Sahi kimdi o
Al bir küheylana binip
Türkümüzü yükselten gökyüzüne

Çember peşinde koşan çocukluğumla
Bir dağ yolunda Yine sana koşuyorum
Dikenler kanatsa da dizlerimi
Biliyorum serin bir ırmaktır gözlerin
Dindirir yasımı

Güneşi seninle karşılar
Hüznü seninle hatırlarım
Sonra ellerin
Bir sevinç kuşu gibi
Girer de düşlerimize
Saçlarıma konan umudu yakalarım

Utandırmam seni
Elin yazında yabanında
Utandırmam seni
Gönül saksımda
Yeşertir çiçeğini
Al bir karanfili
İçimden çıkarır
Sunarım çocuklara
Kutsal bir emanet gibi

İnancım ve umudum
Taşınır alanlardan alanlara
Yüreklerde Mekke düşleri
Sular kan uykularından uyanır
Akmaya başlar toprağımıza

O muhteşem şafağı doğar günümüzün
Dağlarımızda yeniden
Çiğdemler çiçek açar

105-ANNE-MEHMET ERDOĞAN

Sarmaşık çiçeği soluyor anne
Herhalde son akşam oluyor anne

Saçında beyazlar tacındır senin
İçime bir hüzün doluyor anne

Sensizlik kâbusu çökünce kalbe
Mutluluk güllerim soluyor anne

He şey siliniyor gönül ufkumdan
0 yaşlı gözlerin kalıyor anne

Senden ayrılığın hayali bile
İçime bin keder salıyor anne

Ne zaman bir hicran bestesi duysam
Gözlerim meçhule dalıyor anne

 

ANAM - MEHMET ERDOĞAN


Allah yar ve yardımcın olsun,
Kimseye bizi ezdirmedin anam,
Gönlün huzurla dolsun,
Canımdan çok sevdiğim anam.

Sen açken bizi doyurdun,
Biliyorum bu dünyada çok yoruldun,
Gam yedin sırtından çok vuruldun,
Canımdan çok sevdiğim anam.

Benim canım bitanecik anam,
Söyle ben bu derdi kimlere yanam,
Ebedi senin yanında kalam,
Canımdan çok sevdiğim anam.

 

ANNEM ANNEM- NURETTİN DURMAN

Kaç ihtilal oldu annem annem kaç ihtilal
gülmedi hiç yüzüm gelmedi hiç huzur
kış geldi bahar geldi yaz geldi.

Karşılıklı çocuklardık
ceviz ağaçlarını taşlardık
kanayan baş anneye koşan çocuk olurduk
jandarma mı gelirdi
devlet memuru uzaktan mı görünürdü
bu telaş siner miydi bakışlarına çocukların
annem annem sac ekmeği nasıl da kokardı
erişte kesilirdi, güz olurdu
bir sarışınlık sarardı etrafımızı
ince hastalık bela olur girerdi hanemize.

Mavisi kaldı mı gökyüzünün
yeşili denizin
tahammülü sevgilinin
muhabbeti şehrin
ah annem
kolluk kuvvetleri giriyor işin içine
sabah akşam bir oluyor
durağan oluyor
teslim oluyor
sessiz ve biçare
şehir beni keşfediyor
ben şehri seviyorum.

Değişebilir miydi ah annem
değişebilir miydi gülün rengi
ince hastalıkla muzdarip olan beden
eriyen güzellik, dökülen gözyaşları
melül mahzun bakışlar
yalnızlık günleri
yaslanmışım kalbine zamanın
annem annem
baktım ki büyümüşüm.

İntiharı düşüneduruyordu
dün gece dostum
şair arkadaşım
melali cezbe halinde
bakışlarına ram etmiş
mecnun muydu
bu mayıs gününde
intiharsız bir yaprak gibi
yüzünü görmeliydin
annem annem yüzünü
depremler oluyordu.

Değişmiyor gibi geliyor bana
gemilerin boğazdaki siluetleri
durma noktasında, ama değil
girdap oluyor herhal
ufka yakın yerdeki kavis hafif bir rüzgâr
mevsimler soluyor insanları vakit daralıyor
serin bir mayıs günüdür annem annem bu deniz
biliyorum artık ziyan oluyor.

 

ANNEME-NURETTİN DURMAN

Sabah olmuştu aydınlıktı her yer
Kızıl bir güneş doğmak üzereydi
İlkbahar karı gibi damla damla eriyen
Bir çift göz bakışıyordu ölgün
Sezinliyordu söneceğini belki
Bir hilal batıyordu ebediyen.

Uçuktu rengimiz kırıktı kalbimiz
Sensiz evrenimiz loştu
Bizimle herkes ağlıyordu anneciğim
Alevler kopuyordu içimizden
Benliğimiz sarsılmıştı tümüyle
Ve artık anne diyemiyeceğim.


Ey bizi yapayalnız bırakan
Ey dönüşsüz yoluna giden yolcu
Gözyaşlarımızda seni arıyorduk
Bilseydik döneceğini pınarlarca ağlardık
Nehirlerce ıslardık etrafı
Oysa biz içten yanıyorduk.

 

ANNECİĞİM- MESUT DOĞAN

Çözdüm ayrılığın düğümlerini
Sana geliyorum ey anneciğim
Tükettim acının iklimlerini
Gözleri bulut bulut anneciğim

Ağarmış saçımda kavi bir akşam
Kırılmış saatler geçmiyor zaman
Yollar yalnızlığı söyler durmadan
İçimde tüten umut anneciğim

Ellerim hüzündür gözlerim camda
Yıldızlar gülümser ta uzaklarda
Sıcak kucağının saltanatında
Çocuk gönlümü avut anneciğim

Sığındığım bir kalesin sevgiden
Hayalin geçiyor şimdi gözümden
Sana kör bir yalnızlığın içinden
Uzattım elimi tut anneciğim

110-DEMEÇ- İBRAHİM TENEKECİ

kâbe’den geldi annem ah bembeyaz kokuyor
ona güzellik katmış meyveleri doyuran
annem ki babamın ürkek ülkesi
ve şu yağan yağmurdan
bile hiçbir korugan
koruyamaz annemi
ondadır çünkü yağmuru çeken ne varsa
oturur güzel annem bir gölün kıyısına
sudan ip eğirir su kuşlarına
ve kuşları ürkütmeden iner akşam
annemin o yorgun parmaklarına.

SON EKLENENLER

Üye Girişi