Kullanıcı Oyu: 4 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin değil
 

SAYFA:6/51-60

51-DUA-ARİF NİHAT ASYA

Biz, kısık sesleriz minareleri,
Sen, ezansız bırakma Allahım!
Ya çağır şurda bal yapanlarını,
Ya kovansız bırakma Allahım!

Mahyasızdır minareler göğü de,
Kehkeşansız bırakma Allahım!
Müslümanlıkla yoğrulan yurdu,
Müslümansız bırakma Allahım!

Bize güç vercihad meydanını,
Pehlivansız bırakma Allahım!
Kahraman bekleyen yığınlarını,
Kahramansız bırakma Allah’ım!

Bilelim hasma karşı koymasını,
Bizi cansız bırakma Allah’ım!
Yarının yollarında yılları da,
Ramazansız bırakma Allah’ım!

Ya dağıt kimsesiz kalan sürünü,
Ya çobansız bırakma Allah’ım!
Bizi sen sevgisiz, susuz, havasız;
Ve vatansız bırakma Allah’ım!

Müslümanlıkla yoğrulan yurdu,
Müslümansız bırakma Allah’ım!



HÜSN Ü AŞK 2-TURAN OFLAZOĞLU

Madem güzeldin yakmak sana düştü
yani bir sönmeyen kor cana düştü.

Hangi doğandan meşketti bakışın
kaygı umut kanatlarına düştü.

Sevginle uzandım uç dallara ta
meyveler o zaman bu yana düştü.

Nazardan şikayetlerle korundum
oysa bir harlı cümbüş kana düştü.

Geceye ateş çiçekler açtırmak
önce Galib'e sonra bana düştü.



NAKARAT-NECİP FAZIL KISAKÜREK

Küçükken derdi ki, dadım:
Çoğu gitti, azı kaldı.
Büyüdüm, ihtiyarladım,
Çoğu gitti, azı kaldı.

Vur kazmayı dağa Ferhat
Çoğu gitti, azı kaldı.
Kişne kır at, kişne kır at
Çoğu gitti, azı kaldı.

Doğar bir gün benim günüm,
Çoğu gitti, azı kaldı.
Kırk gün, kırk gece düğünüm,
Çoğu gitti, azı kaldı.

Ektik, ektik, yetişecek,
Çoğu gitti, azı kaldı.
Bütün yollar bitişecek,
Çoğu gitti, azı kaldı.

Bir gün anlaşılır şiir;
Çoğu gitti, azı kaldı.
Ekmek gibi azizleşir,
Çoğu gitti, azı kaldı…



NEDEN-HALİL SOYUER

Her gün buluşurduk seninle her gün
Neden bu günlerde meylin az gibi
Gözlerin yağmurlu neden böylesin?
0 sıcak ellerin, neden buz gibi.

Eski günlerimiz, neydi bir düşün
Sadece sevilmek sevmekti işin,
Neden böyle acı, şimdi gülüşün
Bakışların neden bir infaz gibi

Kırgınlık bir yanda şöyle dursun da
Suç mu seni sevmek, ne varmış bunda
Giderken yine el sallıyorsun da
Yürüyüşün öyle, neden naz gibi

Yine öyle olsan, oynasan gülsen
Ne zormuş ayrılık ne zormuş bilsen
Günleri ayları aşarak gelsen
Koşsan kollarıma geçen yaz gibi




55-BİR TELEVOLE MASALI - AHMET SELÇUK İLKAN

Hayat bir televole masalı değildir kızım!
Sakın aldatmasın seni
Seda'nın Güllü'nün o hoş kahkahaları
Ebru'ların Çağla'ların Demet'lerin
O sabun köpüğü muhteşem aşkları (!)
Ben ne dev yalnızlıklar bilirim
Ben ne ayrılıklar
ben ne hıçkırıklar
Kim bilir
Nasıl ıslaktır geceleri onların yastıkları...

Hayat Mehmet Ali'nin çiftliği değildir kızım!
Öyle hep yüzüne gülmez bu çarkıfelek
Feleğin çarkına düşünce anlarsın
Aslanın neresinde ekmek.

Hayat bir Tarkan şarkısı değildir kızım
Öyle hüp diye içine almaz seni hiçbir sevgili
ve hiç kimse kuş sütüyle beslemez seni
Güzelliğin solunca anlarsın
Aynalarda bile zor bulursun kendini.

Hayat ne Aydın'ın 'Aydın Havası'
Ne Fatih'in 'o kıskıvrak yılan dansı! '
Ne bir Gülben
Ne de Bir Hülya kavgası
Hayat seni kaybettiğim günden beri
İçimde bir kurşun yarası.

Hayat bir peri masalı değildir kızım!
Öyle evinin önünde
Beklemez seni beyaz atlı prensler
Bak Beyaz'ın bile simsiyah oldu hayalleri çoktan
Ve Okan yaralı bir kuştur artık
Hergün kendini gagalamaktan
Ve sanat adına
Arto'yu Hande'yi Sevda'yı zagalamaktan

Hayat bir tatil köyü değildir kızım!
Bir o yana bir bu yana sallamaz seni
Bir düşün
Yıkılan yuvaları
O kırık hayatları
Yarınsız çocukları
Bir düşün
O arka sokakları
Sahipsiz çığlıkları
Çaresiz anaları - babaları...

Hadi olacaksan
Gel doktor ol öğretmen ol alim ol
Kırılmış kanadım, kolum, elim ol
Umudum ol güneşim ol ateşim ol
Seni de sarsın mutluluğun
O sımsıcak kolları
Ve senide yutmadan
Reyting canavarının o sahte yıldızları! ...

Unutma
sakın unutma kızım!
Onların
Hazin bir romandır
Özendiğin bütün hayatları...



ADINI SEN KOY-MÜSLÜM GÜRSES

Özlerim ben seni seninle bile
Vuslat mı hasret mi adını sen koy
Aşkınla yakıp da düşürdün dile
Sevgi mi nefret mi adını sen koy

İlk ve son aşkımdın gençlik çağımda
Sevgi çiçeğimdin gönül bağımda
Öyle yer etmiştin kalp otağımda
Sıla mı gurbet mi adını sen koy adını sen koy

Aşkın ateşi yakar kavurur
Rüzgarın oğlusun aşkla savur
Bağır delersin bakınca durur
Nazar mı hiddet mi adını sen koy




ÖLMEYEGÖR- HALİL SOYUER

Mevsim ne olursa olsun
Kapın vurulur ansızın
Tükenir cümle korkular
Düşer göklerden yıldızın.

Bilinen meresimle
Başlar mutantan sefer
Teşyie gelenlerin
Yüzünde sahte keder

Güneş yine doğar birazdan
Bozmaz istifini dünya
Giden gittikten sonra
Kalanlar pişman güya

Simsiyah aynalardan
Geçmez artık hayalin
Silinir yavaş yavaş
Gönülden hatıran, sevgin

Her iki âlemden de
Çıkar mirasın pazara
Albümlerde resmin kalır
Tek hatıra



DİNLE SANA BİR NASİHAT EDEYİM-KARACAOĞLAN

Dinle sana bir nasihat edeyim
Hatırdan, gönülden geçici olma
Yiğidin başına bir iş gelince
Anı yâd ellere açıcı olma

Mecliste ârif ol kelâmı dinle
El iki söylerse, sen birin söyle
Elinden geldikçe sen eylik eyle
Hatıra dokunup yıkıcı olma

Dokunur hatıra kendisin bilmez
Asilzadelerden hiç kemlik gelmez
Sen eyilik et de o zayi olmaz
Darılıp da başa kakıcı olma

El âriftir, yokla kendi kendini
Dağıdırlar tuzağını, fendini
Alçaklarda otur, gözet kendini
Katı yükseklerden uçucu olma

Muradım nasihat bunda söylemek
Size lâyık olan onu dinlemek
Sev seni seveni, zay etme emek
Sevenin sözünden geçici olma

Karac'oğlan söyler sözün, başarır
Aşkın deryasını boydan aşırır
Seni bir mecliste küçük düşürür
Kötülerle konup göçücü olma



UTANSIN - NECİP FAZIL KISAKÜREK

Tohum saç, bitmezse toprak utansın!
Hedefe varmayan mızrak utansın!

Hey gidi küheylan, koşmana bak sen!
Çatlarsan, doğuran kısrak utansın!

Eski çınar şimdi noel ağacı;
Dallarda iğreti yaprak utansın!

Ustada kalırsa bu öksüz yapı,
Onu sürdürmeyen çırak utansın!

Ölümden ilerde varış dediğin,
Geride ne varsa bırak utansın!

Ey binbir tanede solmayan tek renk;
Bayraklaşamıyorsan bayrak utansın!



60-KULAK VERDİM-KARACAOĞLAN

Kulak verdim dört köşeyi dinledim
Ardımızdan gıybet eden çoğ imiş
Ben dünyayı sonsuza dek belledim
Meğer dünya dört sultanlık yer imiş

Tükendi cümbüşüm yoktur gıybetim
Bir yatsıya kaldı benim mühletim
Bilemedim ana baba kıymetin
Arkamızda karlıca bir dağ imiş

Karşıda görünür yapraklı dağlar
Hastanın halinden ne anlar sağlar
Her nere vardımsa dertliler ağlar
Gezdim şu âlemi dertsiz yağumuş

Karacoğlan der, dünyaya gelmeden,
Ben usandım el işine yelmeden,
Gurbet elde Padişahlık sürmeden;
Vatanımda züğürt gezmek yeğ imiş

SON EKLENENLER

Üye Girişi