SAYFA:2 /11-20
11-SONBAHAR - YAHYA KEMAL BEYATLI
Fânî ömür biter, Bir uzun sonbahar olur.
Yaprak, çiçek ve kuş dağılır, târümâr olur.
Mevsim boyunca kendini hissettirir vedâ;
Artık bu dağdağayla uğuldar deniz ve dağ.
Yazdan kalan ne varsa olurken haşır neşir.
Günler hazinleşir, geceler uhrevileşir;
Teşrinlerin bu hüznü geçer tâ iliklere.
Anlar ki yolcu yol görünür selviliklere.
Dünyanın ufku gözlere gittikçe târ olur.
Her gün sürüklenip yaşamak rûha bâr olur.
İnsan duyar yerin dile gelmiş sükûtunu;
Bir başka mûsikîye geçiş farz eder bunu.
Teslim olunca va'desi gelmiş zevâline,
Benzer cihâna gelmeden evvelki hâline.
Yaprak nasıl düşerse akıp kaybolan suya
Rûh öyle yollanır uyanılmaz bir uykuya:
Duymaz bu anda taş gibi kalbinde bir sızı;
Fark etmez anne - toprak ölüm mâcerâmızı.
HAZAN BAHÇELERİ - YAHYA KEMAL BEYATLI
Kalbim yine üzgün, seni andım da derinden,
Geçtim yine dün eski hazan bahçelerinden.
Yorgun ve kırılmış gibi en ince yerinden,
Geçtim yine dün eski hazan bahçelerinden.
Senden boşalan bağrıma gözyaşları dolmuş.
Gördüm ki yazın bastığımız otları solmuş.
Son demde bu mevsim gibi benzimde kül olmuş.
Geçtim yine dün eski hazan bahçelerinden.
MEVSİMLER- YAHYA KEMAL BEYATLI
Kopar sonbahar tellerinden,
Derinden, derinden, derinden,
Biten yazla başlar keder musikisi.
Bu sahillerin seslenir her yerinden,
Derinden, derinden, derinden,
Hazin günlerin derbeder musikisi.
Denizden ve dağdan gelen hüzne kandık.
Bulutlar dağılsın, bahar olsun artık,
Duyulsun bir engin seher musikisi.
Güneş doğmadan mavileşmiş Boğaz'dan,
Neva-kar açılsın bütün ses ve sazdan,
Ufuklarda sürsün zafer musikisi.
GÜZ DURAĞI-BÜLENT GÜLDAL
"Fani ömrü biter bir uzun sonbahar olur
Yaprak, çiçek ve kuş dağılır tarumar olur
-Y.K.Beyatlı-
Anıları istifleyip düş odalarına
menzili toprak olan yolları yürüyorum
yüzümün ırmaklarında günler kanlı akıyor
dilime dolanan türkülerin nağmesi soğuk
iniyor perde, bitiyor oyun, uğurlanıyorum
İki yanı bileyli bıçaktı seviştiğim zaman
yıldızların kaynaştığı gözlerim nerede?
Ateşin üstüne abanıyor ıslak esintiler
yüreğim üşüyor, sarsılıyor tenim
hepimizin bilip de kabullenemediği
bir kuyunun başında bekliyor ölüm
Doğurdukça güzelleşiyor toprak
acı suları besliyor derinlerinde
hiç görmediğim motiflerle açıyor gül
okumayı yeni söken öğrenciler gibiyim
titriyor elim ayağım heyecan içinde
paydos çanı çalıyor dağılıyor kervan
payıma düşen ne bu uzun yolculuktan?
Düşlerimden fışkıran çiçekler de küstü
bulutlarla oynaşıyor ipsiz bir uçurtma
aynalardan düştü suretim her yan uçurum
'mehtaba dalıp yar ile sohbet'te gördüm
yıldızlı semaların aşk kımıltılarını
kayalardan fışkıran filiz bile terziymiş
biçimine öz beğenen usta makastar
avuçlarımda mor salkımları uzun koşunun
15-GÜZ .. - ZİYA OSMAN SABA
Çiçeğin rengi soldu, bitti şarkısı kuşun.
Yol tenha, dal mecâlsiz, su durgun.
Tabut yapılan tahta, ev ev taşınan odun.
Bahar, ümit yerine, ey kış, içimde korkun!
Allahım! kararmasa şu göğün...
Dal senin, ağaç senin, döktüğün
Yapraklarla, mevsimlerle, gün gün.
Geçip gidişi ömrün...
GÜZ GELMEDEN - AHMET TELLİ
Sırtında taşıdığın kıl heybe
dağ rüzgârı ve lor peyniri
gibi doluysa kır çiçekleriyle
sesler türkülere dönecektir
üzünçse ışıklı bir sevince
Dudaklarında özlem türküleri
ve gözlerinin menevşesinde aşk
çağıldıyorsa çavlanlar gibi
usulca gir umudun menziline
hüznü gerilerde bırak
Türküler paylaşılıyorsa eğer
dağ rüzgârları paylaşılıyorsa
sevinç de dâhildir buna
ve o zaman bütün bir yaşam
paylaşılacak kadar güzeldir artık
Heybendeki kır çiçekleri
bir yangındır güze doğru
tutuşturur yüreğinde
uzak özlemlerin külünü
hiç beklemediğin bir anda
Güz gelip de yangın başlamadan
tutmalısın doğanın yelesinden
yüreğindeki seher yeli
varmalıdır sabah olmadan
gül bahçesine sevda hevengine
GÜZ GELMİŞ NE GÜZEL - AHMET UYSAL
güz gelmiş ne güzel
sınırında yürüdüğüm
tarla kokusunu
taşıyor parmak uçların
dilinden incir sütü damlıyor
eylül toprağına
çok iyi bildiğim
dağ yolu sanıyorum
yanımda olmanı
kaya dibinde saklı çiçek
nasıl da sana benziyor
koruyalım onları sevgili,
başka neyimiz kaldı savunacak,
yeni gizler ekleyelim güle
yeni sözlerle
üveyikler havalansın dilimizden
MEVSİM HAZAN / DİLDE HÜZÜN - AYDIN HATİPOĞLU
Günün soluğu balkon
Engin mavi çiçekler
Sararmış göğün yüzü
Kırlangıçlar tavafta
Son bulutlar da aktı
Soğudu işte güneş
Boşluğa düştü sesi
Yorgun çıngırakların
Özgürlüğün arabası sırçadan
Koşar dörtnal zayıf atı
Korkusunu kırbaçlarken
Sürücüsü durmadan
Gün bitti mevsim hazan yapraklar
Taze ceviz satar surda bir şopar
Ey yazıcı uyuma ateş altında dünya
Kan ağlar yüreğin gece sabaha değin
İnsanlar ne yapar ya çocuklar ya kadınlar
Gün bitti mevsim hazan dilde hüzün
GÜZ - RAİNER MARİA RİLKE
Düşer yapraklar, düşer sanki uzaklardan,
gökyüzünde uzak bahçeler mi bozulmuş ne;
düşerler gönülsüz doğanlar gibi.
Düşer geceleyin ağır yeryüzü de
yalnızlığa, bütün yıldızlardan
Biz hepimiz düşeriz, düşer bu el, bak.
Gör başka şeyleri de: bu, hepsinde.
Ama var biri, bu düşmeyi ellerinde
tutar, sonsuz yumuşak.
Çeviren: Turan Oflazoğlu
GÜZ GÜNÜ - RAİNER MARİA RİLKE
Tanrım: vakit geldi. Çok büyüktü yaz.
Düşsün üstüne gölgen güneş saatlerinin
ve yeller sal çimenler üstüne biraz.
Son meyveler de olsun sen buyur ki;
iki güney günü daha bağışla,
onları yetkinliğe doğru zorla
ve izle son tadı ağır şaraptaki.
Ev kurmaz evsiz olan bundan böyle.
Yalnız olan yalnız kalır uzun zaman;
uyanır, okur, uzun mektuplar yazar bazen;
ve ağaçlı yollarda tedirgin, öyle
gezinir, yapraklar uçarken savrularaktan.
20-SONBAHAR DÖRTLÜSÜ-MUSTAFA MİYASOĞLU
I
Yağmurlu beyaz bahçe karanfil
Demet demet papatya
Yaşanmamış bir eylül
Sonbahar yollarda yaprak yaprak
Zaman sanki kasırga
Şimdi akşam olacak
Kapılar kapandı artık yollar
Damıtır yaşlı bir hüznü
Susun belki duyarlar
Susun belki duyarlar
Çocuğun çocukluğun
Böyle yılgın bir günü
Bilir mi mutluluğun
İLGİLİ İÇERİK
29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI İLE İLGİLİ ŞİİRLER
19 MAYIS ATATÜRK’Ü ANMA HAFTASI ŞİİRLERİ
23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI ŞİİRLERİ