Kullanıcı Oyu: 5 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin
 

TEZKİRELER-AHMET KABAKLI

19. yüzyıl sonlarına kadar, bugünkü anlamda Edebiyat tarihi sayılabilecek eserlerimiz yoktur. Bu ihtiyaç. Şairler Tezkiresi (Tezkire-i Şuarâ) denilen eserlerle karşılanmıştır. Tezkire, herhangi bir meslek veya zümreye mensup kişilerin toplu olarak hayatlarını anlatan vi onlardan seçilmiş parçalar sunan eserlere denir.
Tezkireciler, şairlerin sanat değerleri üstüne bazı yargılar ve görüşler de beyan ederler. Bu yargıların bir kısmı yerindedir. Fakat beğenme ve yermelerine bazan mevki, hatır gönül payı kattıkları da görülür. Ne var ki, bu görüş ve seçimlerin bir kısmı bize kadar gelebilmiş sağlam zevkler ve yargılardır. Divan şairleri hakkında hemen biricik kaynağımız bu tezkireler olduğu gibi, az tanınmış şairlerin çok güzel parçaları da ancak onlarda bulunabilir.
Tezkire, bir tür olarak, İran edebiyatından gelmektedir. Türkçede ilk tezkire, 15. yüzyılda, Çağatay lehçesiyle Ali Şir Nevaî’nin düzenlediği Mecalis’ün Nefâis'tir. Anadolu Türkleri edebiyatında tezkirecilik 16. yüzyılda başlar. İlk eser, Edirneli Sehî Rey’in Heşt Behişt’idir.
Bundan sonra yüzyıllar boyunca yazılan başlıca tezkireler:

16. yüzyılda:
Lâtifi Tezkiresi: Kastamonu’lu Lâtifi (ölm: 1582)
Âşık Çelebi Tezkiresi: Pizren’li Âşık Çelebi (ölm: 1571)
Ahdî Tezkiresi: Bağdat’lı Ahdî.

17. yüzyılda:
Şekâyık-ı Numaniye Zeyli: Nev’îzâde Atâî. (Bu tezkire, 16. yüzyıl bilginlerinden Taşköprülü Ahmet’in Şekayık-ı Numaniye adlı eserine ektir.)
Riyazüşşuara: Riyazi (ölm: 1644)
Zübdet-ül Eş’âr: Kafzâde Faizi (ölm: 1621)

18. yüzyılda:
Safaî Tezkiresi: Sâfâî (1725)
Salim Tezkiresi: Mirzazâde Salim (1743)
Ramiz Tezkiresi: Naimzâde Râmiz
Şeyhî Tezkiresi: Şeyhî (ölm: 1717)

19. yüzyılda:
Şefkati Tezkiresi Bağdatlı Şefkati (ölm: 1826)
Fatin Tezkiresi : (Hatimetül eş’ar) Fatin (ölm: 1866. Fatin tezkiresi, Şinasi tarafından, ekleme ve düzeltmelerle yeniden bastırılmıştır.)

20. yüzyılda:
Şairler tezkiresi denilebilecek son eser Îbnül-Emin Mahmut Kemal İnal’ın Son Asır Türk Şâirleri’dir. Bu eser, Fatin Tezkiresine zeyl (devam, ek) olarak yazılmıştır.
Safâî Tezkiresinden

Şâir Nâbî (1642-1712) hakkında
Mübarek isimleri Yusuf'tur. Cihanı aydınlatan vücudu, Reha semasına güneş gibi doğmuştur. Asrın şâirler sultânı olgunluk ve maarif göğünün uğurlu hümâsı, belâgat ülkesinin hakanı, fasih kalemli bir şair ve herkesçe sevilen bir zât olup Dördüncü Mehmet Han zamanında Devleti Âliyye’nin uğurlu Âsitan'ına qelip Musâhip Mustafa Paşa adındaki eşsiz vezirin tatlı iltifatına mazhâr ve ona kâtip ve müsâhib olmuştur.
...... Adı geçen şâir, Ebulhayr adındaki oğluna türlü nasihat ve öğütler ihtiva eden iki bin beyit tutarında manzum olarak yazdığı “Hayriye” isimli benzersiz kitabın o kadar tanınmışlığı vardır ki tarif edilemez Filhakika adı geçen merhûm, şuarâ-yı Rûm’un önde gideni olup her türlü ilmden nasibi ve ona karsı “lâ” (hayır) demeğe kimsenin cesareti olmayıp halkın ve seçkinlerin beğendiği, kimsenin dil uzatamadığı kutsal sıfatlı bir adamdır. Yeni şeyler söylemekte dikkati çekenler onu örnek tutmuştur. Yenilik yapanların babası sayılır...
Asrın ulularından Manisa müftüsü Neyli Mahmut Efendi, bazı dostları ile evinde sohbet ederken Nâbi Efendi'nin vefatını işittikleri zaman mecliste olanların her biri bir söz söyledi. Hâne sahibi, mecliste hazır olanlara hitapla:
Ey aziz dostlar, dedi. Merhum'un kendi divanîni açıp fal bakalım görelim sıraları nasıl keşfediyor ve hangi perdeden konuşuyor
Düşünceli bir şekilde Divanı açtı ve açtığı sağ sahifenin ilk satırından şu parlak beyti okudu .-
“Kimdir bizi menneyleyecek dâr-ı cihandan
Mevrûs-ı pederdir, gireriz hâne bizimdir.”
Açıklama:

 

ı

SON EKLENENLER

Üye Girişi