Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil

PARAGRAF

TEST 9

 

1.Şairlere, sevebileceğimiz şairlere kayıtsızlık gösteriyoruz. Onlar bize söylüyor, bizim için söylüyor, dinlemiyoruz. Ağızlan ölümle kilitlendikten sonra seslerinden kalan birkaç iz, bir tesadüfle kulağımıza çarparsa içimiz burkuluyor. Rüştü Onur’dan kalan parçaları okurken ben kendime düşen vazifeyi yerine getirmemiş olmanın şifasız acısını duydum... Kuşları da, hayatın daha birçok tazeliklerini de Rüştü Onur’un şiirlerinde buluyoruz. Ama kendi kim bilir nerelerde? Bu ses bir ölümün sesi değil, ölüme inanmayan, bu dünyadan çekip gitse bile gene bir yerde “kim bilir nerelerde” olacağını söyleyen bir adamın sesi. 
Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? 
A) Yaşarken kayıtsız kaldığımız nice şairi ölümünden sonra anlamaya başlıyoruz. 
B) Şair ölse de şiirleriyle hatırlanır. 
C) Gününde küçümsenen nice şair ölünce değerli olur. 
D) Hayatın neşesini, sesini bize şairler duyurur. 
E) Şairlerimize karşı, ister sağ olsun ister ölü, inanılmaz bir ilgisizlik içindeyiz. 

2. Bizce şair, bireysel ve benmerkezci çözümlemelerin yanında, toplumunun, dahası tüm insanlığın özlemlerini dile getirmek, duyurmak zorundadır. Şair “fildişi kule”de yaşamıyor, toplumuyla birlikte soluk alıyor. Kaldı ki şairlerin kitaplarını satın alıp okuyan topluluk -azınlık da olsa- o kitaplarda kendi acılarını, özlemlerini, sevinçlerini ve isyanlarını bulmak ve okumak istiyor. Toplum -her şeye karşın- şairleri anmakta, adlarını yaşatmaktadır. Öyleyse şairin hem kendi toplumuna hem de tüm insanlığa karşı kaçınılmaz yükümlülüğü vardır. 
Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? 
A) Şair bireysel konularda şiir yazmamalıdır. 
B) Şairin okurun dünyasını iyi tanıması gerekir. 
C) Şiir her okuyanda ayrı bir duygu uyandırmalıdır. 
D) Okurlar sevdikleri şairleri ölümsüz kılar. 
E) Şair kendi toplumunun yanında tüm insanlığın özlemlerini de dile getirmelidir.

 

3. Annem çocukluğundan söz ederken, mesai anlatırken büyüleyici bir dil kullanırdı. Beni doğrudan kendine çeken, gizini çözmeye yönelten bir dil. Derken, şiirle sıcak ilişkim başladı. Babam; okumam için önerdiği roman, öykü vb, gibi kitapların yanı sıra şiir kitapları da getirmeye başladığında duyduğum heyecanı unutamam. Şiir de karalamaya başladım. Sonra... Sonra fakülte yılları, Fransız şiiriyle karşılaşmam... Ve arkası geldi. 
Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine cevap olarak söylenmiş olabilir? 
A) Dili etkili kullanmayı kimden öğrendiniz? 
B) Şairliğe nasıl başladınız? 
C) Sizi şiir yazmaya iten neydi? 
D) Öyküden şiire niçin geçtiniz? 
E) Şiirde kimi örnek aldınız? 

4. “Olanakları elden geldiğince değerlendirmeye çalıştım. Kaderim bana yaşama şansı verdi. Ben de bunun hesabını vermeliyim. ‘Bu yaşına kadar ne yaptın? ‘ diye sorulacak olursa alacaklı çıkarım ben. Yaşamımı iyi değerlendirmeye çalıştım. Çünkü yaşam bir alacak verecek meselesidir. Kimsenin haylazlık etmeye hakkı yok yaşamda.” 
Bu sözleri söyleyen birinin aşağıdakilerden hangisini söylemesi beklenemez
A) Zamanın boşa harcanacak bir anı bile yoktur. 
B) Yaşadığı günün hakkını en iyi şekilde vermelidir insan, 
0) Kaderin bize verdiği yaşama şansının hesabını vermeliyiz. 
D) Önümüze çıkan olanakları iyi değerlendirip yaşamı verimli hale getirebiliriz. 
E) Gençlik fırsatını iyi değerlendirmeliyiz; yaşlılıkta dinlenmeye ihtiyaç duyacağız çünkü.

 

5. Ölçülü, uyaklı yazıya kadar kimse şiir yazdığını bilmiyordu. Ölçülü, uyaklı söz çıktı, şiir de göründü. Tüfek icat oldu, mertlik bozuldu gibilerden, sözün endazesi kaçtı. Şiir ölçülü, uyaklı yazılır sanıldı. Bizim Garipçiler şiirin iyice kanına girdiler. Ne uyak kaldı, ne ölçü. Öteki söz sanatları da kalmadı. Teşbih, istiare, mecaz da tasını tarağını toplayıp gitti. 
Bu parçadan şiirle ilgili aşağıdakilerin hangisi çıkarılamaz
A) Şiirin ölçü ve uyak çıktıktan sonra göründüğü 
B) Şiirin çıkmasının sözün ölçüsünü kaçırdığı 
C) Garipçilerin uyak ve ölçüyü atarak şiirin kanına girdiği 
D) Şiirin ölçü ve uyak kullanılırsa başarılı olabileceği

E) Garipçilerin şiirden söz sanatlarını attığı

 

6. 70’lerdeki canlılık, bir tüketim canlılığıydı. Daha geniş ve daha tutkulu bir okur kitlesi vardı. 80’ler- de şiir tema yönünden zenginleşti. Özgün dilini kazandı. Bugün çok şiir yazılıyor. Yazan çoğaldı, okuyan azaldı. Şiir, olması gereken gerçek diliyle konuşuyor artık. Ama insanı arayışta bir azalma var. Sözcükler duyguları biraz aşırı biçimde geriye itti. İzlenimsel genişliğe, zenginliğe karşın bir ciddiyet eksikliği var. Şiirde laubalilik, hafiflik, inançsızlık prim yapmaya başladı kimi dergilerde, kimi gruplarda. 
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz
A) 70’lerde, 80’lere nazaran daha geniş bir okur kitlesinin bulunduğu 
B) Bugün şiir yazanın çok, okuyanın ise az olduğu 
C) Şiirin sözcüklerinin duyguları ikinci plana ittiği 
D) Kimi dergi ve gruplarda, şiirde hafifliğin, laubaliliğin ön plana alındığı 
E) Günümüzde 70’li yıllara nazaran şiir okurunun daha da bilinçlendiği

 

7. Gözümde hiçbir şeyin kıymeti, ehemmiyeti kalmamıştır. Hatta bugün ömrüm boyunca başlıca tesellimi teşkil eden edebiyat bile artık bana bir şey söylemiyor. Elime aldığım kitapların ilk sayfalarına şöyle bir göz atmaya bile tahammül edemiyorum. Hele kendi yazıp çizdiklerimden adeta iğreniyorum. Meğer ne yayan, ne saçma sapan şeylerle vakit geçirmişim, diye hayıflanıyorum.” 
Bu sözleri söyleyen kişi aşağıdakilerin hangisiyle nitelendirilemez?

A) Özeleştiri yapan   B) Vurdumduymaz   C) Bezgin D) Mutsuz E) Beklentisi olmayan

 

8. Etkileyici bir yazınsal dili var Ayfer Tunç’un. Buruk, hüzünlü çağrışımlar uyandıran bir dil. Yok olmaya, yitmeye yüz tutmuş kültürlerin öfkesini içinde saklayan, çığlığa dönüşememiş, yumuşak iç çekişleriyle yüklü dünyaların alçakgönüllü öyküsünü anlatan bir dil. Türleri giderek azalan eski insanları, günümüz toplumunun uyumsuzluklarını bu üslupla anlatmayı seçiyor yazarımız. Ayrıntılardaki zenginlik ve renklilik öykülere derinlik kazandırıp, farklı bir boyut getiriyor. 
Bu parçada sözü edilen yazarın öyküleriyle ilgili, aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir
A) Buruk, hüzünlü çağrışımlar uyandıran bir dille yazıldığına 
B) Ayrıntılardaki zenginlik ve renkliliğin öykülere derinlik kazandırdığına 
C) Günümüz toplumunda görülen uyumsuzlukları neden — sonuç ilgisiyle anlattığına 
D) Yumuşak iç çekişleriyle yüklü dünyaların alçakgönüllü öyküsünü anlatan bir dille yazıldığına 
E) Türleri giderek azalan eski insanları anlattığına

 

 

CEVAP ANAHTARI:

 

1.A       2.E      3.B       4.E      5.D       6.E       7.B       8.C

SON EKLENENLER

Üye Girişi