Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil

PARAGRAF

TEST 6

 

1.Demek ki günler, hepsi birbirinin eşi, bitip tükenmeden böyle geçip gidecek ve bir şey getirmeyecekti. Ne kadar yayan olursa olsun başkalarının hayatında günün birinde bir olay çıkması olasılığı vardır. Bu olaydan bazen bir takım sonuçlar doğar, dekor değişiverir. Halbuki kendisi için bir şey, hiçbir şey olma olasılığı yoktu. Hayat onun için, dipte, kapısı sımsıkı kapalı, karanlık, daracık bir koridordu. 
Parçada sözü edilen kişi aşağıdakilerden hangisiyle nitelendirilebilir? 
A) Sabırlı B) Ümitsiz C) Özentili D) Kıskanç E) Hayalperest 

2. Aklımca Türk sinemasının ulusal bileşim çabasına katkıda bulunabileyim diye Yeşilçam’a bulaştım, epeyce bir zaman da çilesini çektim. Şimdi aradan on yıl kadar geçti. 0 dönemi daha serinkanlı olarak değerlendirebiliyorum. Onun için diyebilirim ki, Yeşilçam’ın yapısı böyle bir bileşimi başarılı olarak gerçekleştirmeye elverişli değildir. Piyasa mekanizması prodüktörü olduğu kadar, aktörü ve rejisörü de öylesine şartlandırmıştı ki, en aydın sanılan sanatçılar bile belirli kalıpların dışına çıkamazlar, bu yüzden de yaratıcı bir bileşime gidemezler. 
Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? 
A) Türk sinemasının ulusal bir bileşime gitmesi mümkün değildir. 
B) Türk sinemasının gelişmesi için özverili kişilere ihtiyaç vardır. 
C) Sinemayla ilgili kişilerin önyargılı olması sinemanın gelişmesini engelliyor. 
D) Sanatçıların belirli kalıpların dışına çıkamaması sinemanın çok çeşitliliğine engel olmuştur. 
E) Sinemanın gelişmesi için nesnel eleştirilere ihtiyaç vardır.

 

3. “Ben kendi üzerimde özeleştiri yaptığımda zanaat yanımın çok eksik olduğunu anlıyorum. Şiire başladığım zaman her yazdığım şiirin ilk şiir olduğunu sanıyordum... İnsan kendinden önce kendi dilinde yazılmış büyük yapıtları okuyarak olgunlaşır. Şiire başladığım zaman böyle bir gelenekten yoksundum. Ustasız bir bakırcı gibi Türkçeyi dövdüm.” 
Bu sözleri söyleyen biri aşağıdakilerden hangisiyle nitelendirilebilir? 
A) Özeleştirici B) Alçakgönüllü C) Özgün D) Hoşgörülü E) Yardımsever 

4. Türkiye’de aydın kesim reaksiyonsuz. Örneğin beni yolumdan çevirip “Bu güzelim musikiye neler oluyor?” diye soranlar var, ama müziğimize yapılan bir eylem karşısında sessiz sakin kalıp hiçbir şey yapmıyorlar. Gazetelerde bu konuda yazı yazana rastlamıyoruz. Musikiseverler çok sevdikleri bu musikiyi lütfen daha iyi korusunlar ve daha çok onun arkasında olsunlar. Biz adeta Klasik müziğimizi tanıtmak için savaş veriyoruz, ama arkamızda beklediğimiz desteği de bulamıyoruz. Aydınlarımızda bu konuda bir vurdumduymazlık var. Sorduğunuzda herkes Türk müziğini seviyor onunla ilgileniyor, ancak gerçek öyle değil. 
Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? 
A) 
Yeni bestelerin klasik müziğin yapısını bozduğu 
B) Türk aydının klasik müziğimize sahip çıkmadığı 
C) Gazetelerin daha çok Batı eserlerine yer verdiği 
D) Klasik müziğin yok olmakla karşı karşıya olduğu 
E) Halkın Türk müziğini çok sevdiği

 

5. Nasıl olsa, bir romanı roman diye sunmak bile onun kurmacılığını kesinlemek anlamına gelir. İster kurmacılığın tüm belirtilerini gizleyelim, ister ayrıntılarıyla gözler önüne serelim, roman da, oyun da sinema yapıtı da kurmacadır; romanın da, oyunun da, sinema yapıtının da temel göndergesi  kendi kendisidir, her şeyden önce kendi kendisiyle açıklanır. Okuru yanıltmak, ona gerçeğin yanlış bir görüntüsünü vermek yalnızca sanat yapıtlarına özgü değil. Gazetelerde, dergilerde, kitaplarda, aynı şey her gün yapılıyor, en açık gerçekler bile saptırılıyor, en iyi tanıdığımızı sandığımız kişiler bile tanınmayacak kılıklara sokuluyor. Üstelik, bu tür saptırmaların özleri gereği kurmaca olmak gibi bir bağışlatıcı nedenleri de yok. 
Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? 
A) Roman, oyun, sinema kurmaca türler olsa da okura gerçek izlenimi vermelidir. 
B) Günlük hayatta gerçekler bile değiştirilirken roman gerçek olmamakla suçlanamaz. 
C) Roman, oyun ve sinema özleri gereği kurmaca olduğunu gizleyemez. 
D) Sanat türlerinin birbirleriyle açıklanması, doğru bir yöntem değildir. 
E) Kimileri romanın, oyunun, sinemanın hayal dünyasını gerçekmiş gibi algılar. 

6. Kişi bunalır, sıkılır, kendini geçmişte bulmak ister. Ya çocukluk günlerinde, ya daha daha  gerilerde. Sanki kaçsa, gerilere gitse, bir zaman makinesine binse de, eski günlerin insanı olabilse! Bir şeylerin değiştiğini sanacaktır. Sanki o günler çok daha huzurlu, güvenli imiş! Sanki mutluluk herkesin ortak payı imiş... 
Bu parçada kişinin hangi yönü üzerinde durulmuştur? 
A) Yaşamı sevmemesi 
B) Geçmişe özlem duyması 
C) Hayalci olması 
D) Sıkılgan olması 
E) Mutluluğu araması

 

7. İster yayımlanmadan olsun, ister yayımlandıktan sonra, yeniden yazdıklarımızın en kusurlu, en eksikli yapıtlarımız olduğunu söyleyemediğimiz gibi, yeniden yazmanın her zaman bir düzeltme olduğunu da söyleyemeyiz. Örneği kendimden vereyim: Anlatılarım arasında, dört kez yeniden yazdığım anlatının ilk biçiminden çok daha yetersiz nice öykü var, ama hiçbirini yeniden yazmaya girişmedim. Demek ki, yeniden yazdığımız yapıtlar sayıca çok az, yeniden yazma nedenimiz de özel: Bir yapıtı yeniden yazmaya girişiyorsak, onda biçim ya da içerik açısından hala araştırılmaya ya da derinleştirilmeye değer bir şeyler bulunduğunu sezinlediğimiz için girişiyoruz. 
Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? 
A) Yazar derinleştirilmeye değer bir şeyler bulduğu yapıtı yeniden yazmaya girişebilir. 
B) Her yapıt, zaman ilerledikçe yenileşme ihtiyacı duyar.

C) Bir yapıtın hataları yapıt yayımlanmadan önce giderilmelidir. 
D) Yeniden yazılsa da, bir yapıt ancak ilk haliyle güzeldir. 
E) Kimi yazarlar kendince özel nedenlerle eski eserlerini yeniden yazar. 

8. Bu yıl içinde beni şiir adına en çok rahatsız eden konulardan biri de “şair” imgesinin, okurlar katın- da giderek bir anlam bozulmasına uğraması oldu. Kimsenin kimseye “Sen şairsin” ya da “Değilsin” demeye elbette hakkı yoktur. Ancak şiir okurlarının da “Şair” dendiğinde yalnızca sokaklarda görülenler olmadığını kavramaları gerek. Burada, ülkemizde şair biyografilerinin ne denli az olduğu ortaya çıkıyor. Oktay Rifat gibi bir şairin esaslı bir biyografisinin şimdiye dek çoktan yazılmış olması gerekmez miydi? Türk edebiyatı bu alandaki büyük boşluğu dolduracak yazarlarını arıyor. 
Bu parçada şair aşağıdakilerin hangisinden söz etmemiştir
A) Şair olup olmamanın kimse tarafından belirlenemeyeceğinden 
B) Şair sözünün anlam bozulmasına uğramasından 
C) Ülkemizde şairleri tanıtan biyografilerin çok az olduğundan 
D) Oktay Rifat hakkında esaslı bir biyografinin olmadığından 
E) Türk edebiyatında şairleri tanıtan bir eserin olmadığından

 

 

CEVAP ANAHTARI:

 

1.B        2.A      3.A       4.B      5.C       6.B       7.D       8.E

SON EKLENENLER

Üye Girişi