Kullanıcı Oyu: 4 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin değil
 

AÇIK DENİZ

Balkan şehirlerinde geçerken çocukluğum;

Her lâhza bir alev gibi hasretti duyduğum.

Kalbimde vardı "Byron"u bedbaht eden melâl

Gezdim o yaşta dağları, hulyâm içinde lâl...

Aldım Rakofça kırlarının hür havâsını,

Duydum, akıncı cedlerimin ihtirâsını,

Her yaz, şimâle doğru asırlarca bir koşu...

Bağrımda bir akis gibi kalmış uğultulu...

Mağlûpken ordu, yaslı dururken bütün vatan,

Rü'yâma girdi her gece bir fâtihâne zan.

Hicretlerin bakıyyesi hicranlı duygular...

Mahzun hudutların ötesinden akan sular,

Gönlümde hep o zanla berâber çağıldadı,

Bildim nedir ufuktaki sonsuzluğun tadı!

Bir gün dedim ki "istemem artık ne yer ne yâr!"

Çıktım sürekli gurbete, gezdim diyar diyar;

Gittim son diyâra ki serhaddidir yerin,

Hâlâ dilimdedir tuzu engin denizlerin!

 

Garbın ucunda, son kıyıdan en gürültülü

Bir med zamânı, gökyüzü kurşunla örtülü,

Gördüm deniz dedikleri bin başlı ejderi;

Gördüm güzel vücûdunu zümrütleyen deri

Keskin bir ürperişle kımıldadı anbean;

Baktım ve anladım ki o ejderdi canlanan.

Sonsuz ufuktan âh o ne coşkun gelişti o!

Birden nasıl toparlanarak kükremişti o!

Yelken, vapur ne varsa kaçışmış limanlara,

Yalnız onundu koskoca meydan ve manzara!

Yalnız o kalmış ortada, âsi ve bağrı hûn,

Bin mağra ağzı açmış, ulurken uzun uzun...

Sezdim bir âşina gibi, heybetli hüznünü!

 

Rûhunla karşı karşıya kaldım o med günü,

Şekvânı dinledim, ezelî muztarip deniz!

Duydum ki rûhumuzla bu gurbette sendeniz,

Dindirmez anladım bunu hiç bir güzel kıyı;

Bir bitmeyen susuzluğa benzer bu ağrıyı.

     YAHYA KEMAL BEYATLI

 

Lahza: An, melâl: üzüntü, lâl: Dilsiz, garp: Batı, med: Denizin yükselişi, anbean: her an, âşinâ. Tanıdık , mustarip: Sıkıntılı, şekvâ: şikayet

 

AÇIK DENİZ
Balkan şehirlerinde geçerken çocuklum;   kırmızı”lar redif
Her lâhza bir alev gibi hasretti duyd
um.     siyah”lar kafiye
Kalbimde vardı "Byron"u bedbaht eden melâl 
Gezdim o yaşta dağları, hulyâm içinde lâl...
Aldım Rakofça kırlarının hür havâs
ını, “
Duydum, akıncı cedlerimin ihtirâs
ını,
Her yaz, şimâle doğru asırlarca bir koşu...
Bağrımda bir akis gibi kalmış uğultulu...
Mağlûpken ordu, yaslı dururken bütün vatan,
Rü'yâma girdi her gece bir fâtihâne zan.
Hicretlerin bakıyyesi hicranlı duygu
lar...
Mahzun hudutların ötesinden akan su
lar,
Gönlümde hep o zanla berâber çağıldadı,
Bildim nedir ufuktaki sonsuzluğun tadı!

 

Bir gün dedim ki "istemem artık ne yer ne yâr!"
Çıktım sürekli gurbete, gezdim diyar diyar;
Gittim son diyâra ki serhaddidir yer
in,
Hâlâ dilimdedir tuzu engin denizler
in!

 

Garbın ucunda, son kıyıdan en gürül
Bir med zamânı, gökyüzü kurşunla ör
,

 

Gördüm deniz dedikleri bin başlı ejderi;
Gördüm güzel vücûdunu zümrütleyen deri

 

Keskin bir ürperişle kımıldadı anbean;
Baktım ve anladım ki o ejderdi canlanan.

 

Sonsuz ufuktan âh o ne coşkun gelti o!
Birden nasıl toparlanarak kükrem
ti o!

 

Yelken, vapur ne varsa kaçışmış limanlara,
Yalnız onundu koskoca meydan ve manzara!

 

Yalnız o kalmış ortada, âsi ve bağrı hûn,
Bin mağra ağzı açmış, ulurken uzun uzun...

 

Sezdim bir âşina gibi, heybetli hüznünü!

 

Rûhunla karşı karşıya kaldım o med günü,

 

Şekvânı dinledim, ezelî muztarip deniz!
Duydum ki rûhumuzla bu gurbette sendeniz,

 

Dindirmez anladım bunu hiç bir güzel kıyı;
Bir bitmeyen susuzluğa benzer bu ağrıyı
.

 

Edebi sanatlar

Her lâhza bir alev gibi hasretti duyduğum (Benzetme)

 

Bağrımda bir akis gibi kalmış uğultulu...

Bir bitmeyen susuzluğa benzer bu ağrıyı.

 

Gördüm deniz dedikleri bin başlı ejderi;

Her lâhza bir alev gibi hasretti duyduğum.

 

Kalbimde vardı "Byron"u bedbaht eden melâl (Telmih)

Hicretlerin bakıyyesi hicranlı duygular...

 

Mahzun hudutların ötesinden akan sular,  (istiare)

Şekvânı dinledim, ezelî muztarip deniz!

 

Yelken, vapur ne varsa kaçışmışlimanlara,

Bin mağraağzı açmış, ulurken uzun uzun...

Birden nasıl toparlanarak kükremişti o

Bir med zamânı, gökyüzü kurşunla örtülü,

 

 

Mağlûpken ordu, yaslı dururken bütün vatan,(teşhis)

Aldım Rakofça kırlarının hür havâsını

 

 

 Yapı

Şiir beyitlerden oluşmuştur. Divan şiiri yapısı vardır, fakat bu sadece ölçü ve kafiye şeması ile sınırlı kalmıştır. Şiirde anlam genelde beyitlerde tamamlanmıştır. Anlamın tek bir dizede ya da beyitte tamamlandığı da olmuştur.

Şair, şiirdeki anlam bütünlüğünü düşünerek şiiri üç bölüme ayırmıştır. Şiirdeki her bir dize anlam bütünlüğü içinde kullanılmıştır. Dizelerin yerinin değiştirilmesi şiirin anlamını ve şiirselliğini bozacaktır.

 

Dil ve Anlatım

Şiir anlaşılır bir dille yazılmıştır. Kelimeler dikkatle seçilmiştir. Kelimeler ahenk sağlayacak şekilde kullanılmıştır. Şiiri başarılı kılan günlük konuşma dilini şiir dili haline getirmesidir.

Türkçe kelimelerle kusursuz aruz veznini kullanması, Türkçe konuşma dilini şiir dili haline getirmesi şairi ölümsüzleştirmiştir.

Şiirde çağrışım değeri olan kelimler kullanılmıştır.

Köken bakımından Arapça ve Farsça kelimler kullanılmıştır. Fakat bunlar zaman içerisinde söyleyiş ve ses bakımından Türkçe özelliği kazanmıştır.

Deniz teması, dünya edebiyatında olduğu gibi Türk yazarlar tarafından da geçmişten günümüze değin işlenmiştir. Bunların başında da değerli edebiyatçımız Yahya Kemal Beyatlı gelir. Yahya Kemal Beyatlı'nın şiirlerinde denize bu kadar yer vermesinin Bahriye Mektebi'nde öğretmenlik yapmış olmasının da etkisi olduğunu büyüktür. Yahya Kemal'in bütün şiirlerindeki tutumunu, edebi anlayışını çokça bilinen "Açık Deniz" eserinde bulabiliriz. Çünkü Açık Deniz, Yahya Kemal'in "hayatımı anlattığım" dediği şiiridir. Gerçekten de şair, çocukluğunu, delikanlı çağlarını, 1903'te İstanbul'dan bir Fransız Vapuru ile kaçarak Paris'e gittiğini, oradan da belki bir gün Manş Denizi kıyısında, okyanusun meşhur gelgitlerinden birini seyrettiğini Açık Deniz'de anlatmıştır.

 

İçerik

Şair, anlam bakımından şiiri üç bölüme ayırmıştır.

1) açık denizlere gitmesinin nedeni

2) engin denizlerin tasviri

3)kendi ruhsal durumuyla denizin özelliğini özdeşleştiriyor.

Şair, balkan ülkelerinde yaşarken, Osmanlının oralardaki izlerini görüyor ve bulunduğu anla kıyaslayarak hüzünleniyor. Şiirde tarihi kavramlara yer veriyor. Balkan, Byron, hudut, serhat, ordu, vatan..

 

Tema

Şiirde genelde fetihlerle dolu Osmanlı tarihine özlem teması hâkimdir. Bu Osmanlının muhteşem günlerine duyulan özlemdir. Osmanlının o ihtişam günlerinden bu işgal günlerine gelmesi şairi üzmektedir. Bundan dolayı şiirde, geçmişe duyulan özlemin getirdiği bir hüzün havası hâkimdir. Başlıkla bir bütünlük oluşturan tema ise özgürlüktür.

Yahya Kemal'in şiirine başlık olarak seçtiği "Açık Deniz" sembolü, insanımıza tarihî şuur içinde evrensel bir nitelik kazandıran, "sonsuzluk idealine" ve "hudutları aşma" hedefine duyulan özlemin bir sonucudur. Hülya, hayal, akıncı ihtirası, asırlarca süren koşu, rüya, fatihane zan, ufuk, sonsuz ufuk, mahzun ufuklar, deniz, engin denizler, gökyüzü, liman, meydan, ruh, kıyı gibi büyük bir hassasiyetle seçilen ve şiire itinayla yerleştirilen kelime ve kavramlar, hep bu sonsuzluk idealinin ve Osmanlının "akıncı arzusunun" güdüsüyle söylenmiş kavramlardır.

 

 

 

 

SON EKLENENLER

Üye Girişi