Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

 

Aladağ’dan serin (deyim): Çok sakin, soğukkanlı.
(Kasımsa Aladağ’dan serindi, dingindi. İnce Memed III)
 
Burcu bulanmak (deyim): Üzülmek, duygulanmak, ağlamsı olmak.
(Ses, dua biribirine karışınca. Meryemcenin burcu bulandı, taştı. Ortadirek)
 
Eremeke (zarf): Oldukça, basbayağı, hemen hemen, nerede ise.
(Yarı yola gelişin, Zala eremeke doğruldu. Sarı Sıcak)


 
Gün kızdırmak (deyim): Güneş ışınları ortalığa iyice sıcaklık vermek.
(Öğle oldu, gün kızdırdı, pulluğun sapı ocaktaki demire döndü. Kanın Sesi)
 
Her tepeden bir gün doğar (atasözü): Umutsuzluğa düşmemeli, her çareye başvurmalı anlamına bir söz.
(“Dur hele Zero Hatun, dur hele, her tepeden bir gün doğar, dur hele.” Kale Kapısı)
 
Heyye (edat): Evet.
(Bir kere bir şeye heyye demesin, aklı kesmesin.  Ortadirek)
 
Ihırcık karanlık (ad): Alacakaranlık.
(Tanyerleri ışıdı ışıyacak, ortalık ıhırcık karanlık, birden dağın başında bir koskocaman top ışık patladı...
Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca)
 
Kaklık (ad): Yağmur yağınca içine su biriken kaya oyuğu, ki sarnıç gibi kullanılır.
(Bir de derin bir kaklık vardır ağaçların yakınında. Derince, bir kulaç uzunluğunda, üç karış genişliğinde bir kaklıktır bu. Binboğalar Efsanesi)
 
Pıslanpatır (ad): Çocukların saklanarak oynadıkları bir oyun, saklambaç.
(Çocuklar gene pıslanpatır oynamaya çıkmışlardı.
Yağmurcuk Kuşu)
 
Sarı sıcak (ya da sağır ısıcak) deyim: Çok yakıcı, kavurucu, bunaltıcı sıcak.
(Çukurovanın sıcağına sarı sıcak derler. İnce Memed I)
 
Son gittilik (deyim): Giderayak, gitmek üzereyken, bir kez daha.
(“İşte ölüyorum, senden son bir isteğim var. Söyle onu da son gittilik yerine getirelim, dedim.” Binboğalar Efsanesi)
 
*Yaşar Kemal Sözlüğü, Ali Püsküllüoğlu, YKY, 2006.

 

SON EKLENENLER

Üye Girişi