Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil

 

  1. Servet-i Fünun döneminde Fransız edebiyatından alınmıştır.
  2. Bütün Avrupa edebiyatlarında soneye rastlanır.
  3. Sone daha çok lirik konulara elverişli olduğundan sevilmiş ve tutulmuştur.
  4. On dört mısradan oluşan bir nazım biçimidir.
  5. Sonenin ilk iki bendi dörder, son iki bendi üçer dizelidir.
  6. Sonenin ilk iki bendi son iki üçlükte söylenecek duygu ve düşünce için bir hazırlık, bir giriş bölümüdür.
  7. Özellikle son dize duygu yönünden en güçlü dize olur ve şiirin bütün etkisini üzerinde toplar.
  8. Kafiye şeması, abba - abba – ccd - ede-abba-abba

ÖRNEK:

 

MAKDEM-İ YÂR

Pervâne-i zerrin gibi her zühre-i zerrin

Titrerdi zümürrüd-geh-i lerzân-ı çemende

Çağlardı leb-i sîm-i hıyâbân-ı semende

Bir çeşme-i billûr ile bir cûy-i bilûrin

 

Düşmüştü siyeh berg-i şebe şebnem-i sîmîn

Şeb-nem gibi titrerdi kamer leyl üzerinde

Bir şeb-pere-i hutfe bir âhû-yı çerende

Vermişti bu nüzhet-gehe bir vahşet-i nermîn

 

Âhû ile şeb-perre vü evrâk ile azhâr

Nâ-gâh fısıldaştı leb-i âb-ı revânda

Zîrâ şu perî-h^neye karşı bu evânda

 

Ey dürr-i yetîm-i sadef-i şefkâtim, ey yâr

Sen bir meh-i zî-ruh gibi yükseliyordun

Muzlim korunun zıllı içinden geliyordun

                                        Cenap Şahabettin

 

KUŞLAR

Bütün yaz bahçelerde ötüşen minimini
Kuşların o sevdalı sesleri işitilir
Onların Allah yollar sularını, yemini,
Onlar yalnız uçmayı ve ötmesini bilir.

Biri bir dalda yorgun, bir çılgın, havada
Biri daha ötede öter, durmadan öter
Akşam olunca döner, birleşirler yuvada
Melekler bu yuvayı kanatlarıyla örter

Gönül sen de kaygısız, bu kuşlara benzersin
Dilerim Allah’ımın rahmeti eksilmesin
Baharın bu zavallı kuşları üzerinden

Onlar baharın ruhu, kırların neşesidir
O sevdalı kuşların musikisi, sesidir
Bana şiirlerimin ahengini öğreten

A. Kutsi Tecer

 

HAYATA KARŞI BEŞER

 

 

 

— Lanet bize ey hayat; sen masum ve mübeccelsin!

 

 

 

Gür saçlarında hep şu baharın güneşleri, 

 

Şefkatli gözlerinde bütün gök, bütün deniz. 

 

Bir ebr-i gonce-hize bürünmüş ve muhteriz, 

 

Lâkin her iştiyaka gülen nazlı bir peri. 

 

 

 

— Tâ Rabbımızla gökteki hengâmeden beri 

 

Biz daima güneşte siyah bir göz, en temiz 

 

Vicdanda gizli bir leke farketmek isteriz; 

 

Âsi biziz, biziz yine şâk-i müfteri.

 

 

 

Ey hüsn-i mültefit, bize aldanma, biz denî 

 

Bir aşk-ı bî-sebat ile iğfal eder seni 

 

İğfal eder, mülevves eder, sonra neş'esiz 

 

 

 

Bir ânı mahvın oldu mu, levm eyleriz... Sakın 

 

İncinme kendi kendine, içlenme ey kadın, 

 

Mel'ûn eden de biz, seni tel'in eden de biz. ..

 

 

TEVFİK FİKRET

 

FRANSIZ TİPİ Sone Örneği:

 

Dağılır yele karşı altın saçları

Uçuşurdu bin bir büklüm içinde.

Bir hoş ışık vardı gözlerinde

Pırıl pırıl, sönmüş o zamandan beri.

 

Bir iyilik sarardı yüzünü bazan

Bilmem, belki bana öyle gelirdi.

Ben, o sevdadan can atan deli

Nasıl yanıp tutuşmazdım o zaman.

 

Yürüdü mü yerden kurtulurdu sanki

Melekler öyle yürüse gerek. Sözleri

Bir başka türlüydü insan sözlerinden.

 

Gökte bir ruhtu o,bir canlı güneşti.

Öyle gördüm ben; öyle değilmiş şimdi.

Yay gevşemiş, ne çıkar, yara gitmez gönülden.

 

Francesco PETRARCA

 

 

İTALYAN TİPİ SONE ÖRNEĞİ

 

Derdim, yeter, sâkin ol, dinlen biraz artık!

Akşam olsa diyordun, işte oldu akşam,

Siyah örtülerle sardı şehri karanlık;

Kimine huzur iner gökten, kimine gam.

 

Bırak, şehrin iğrenç kalabalığı gitsin,

Yesin kamçısını hazzın sefil cümbüşte

Toplasın acı meyvesini nedâmetin

Sen gel, derdim, ver elini bana, gel şöyle.

 

 

Bak göğün balkonlarından geçmiş seneler

Eski zaman esvaplarıyla eğilmişler;

Hüzün yükseliyor, güler yüzle, sulardan.

 

 

Seyret bir kemerde yorgun ölen güneşi

Ve uzun bir kefen gibi doğuyu saran

Geceyi dinle, yürüyen tatlı geceyi.

 

 

(Charles Baudelaire’den çeviren: Sabahattin Eyuboğlu)

 

 

İngiliz Tipi Sone Örneği

Shakspeare’in 18. Sonesi (Talat Sait Halman çevirisi):

 

« Seni bir yaz gününe benzetmek mi, ne gezer?

Çok daha güzelsin sen, çok daha cana yakın:

Taze tomurcukları sert rüzgârlar örseler,

Kısacıktır süresi yeryüzünde bir yazın:

Işıldar göğün gözü, yakacak kadar sıcak,

Ve sık sık kararı da yaldız düşer yüzünden;

Her güzel, güzellikten er geç yoksun kalacak

Kader ya da varlığın bozulması yüzünden;

Ama hiç solmayacak sendeki ölümsüz yaz,

Güzelliğin yitmez ki asla olmaz ki hurda;

Gölgesindesin diye ecel caka satamaz

Sen çağları aşarken bu ölmez satırlarda:

 

İnsanlar nefes alsın, gözler görsün elverir,

Yaşadıkça şiirim, sana da hayat verir. »

 

 

SON EKLENENLER

Üye Girişi