Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

Hüseyin Sîret Özsever (1872 - 1959)

Servet-i Fünûn topluluğunun hayattan en son ayrılan temsilcisidir. Asıl adı Hamdullah Sîret’tir. Hüseyin Sîret, çocuk denecek bir yaşta iken şiirle uğraşmaya başlamış olmasına rağmen, ancak 1896 yılında Servet-i Fünûn’a yazmaya başladıktan sonra tanınmıştır.

Servet-i Fünûn şairleri içinde duygusal yönü ve lirizmi en belirgin şair olarak tanınmıştır. O, konularını özellikle hisli ve ince temalardan seçmiş; “aşk, kadın, aile, özlem, gurbet ve tabiat güzellikleri” üzerine şiirler yazmıştır. Şiirlerinde tabiat daha çok, bir fon olarak göze çarpar.

İlk şiirlerinde Fikret’in tekniği ve Cenap’ın duygusallığı göze çarpar. Dil ve anlatımda Servet-i Fünûnculardan pek ayrılmayan Hüseyin Sîret, sonraları dilde belli bir duruluğa yönelmiştir. Aruzun yanında hece ölçüsünü de kullanmıştır.

Eski şiirin hemen hemen hiç etkisinde kalmadan, yeni şiirin sınırları içine girip yerleşme olanağını bulmuştur. Fikret’le Cenap’ta olduğu gibi, Sîret’in kişiliğinde de, Servet-i Fünûn’un etkin yılları olan, 1896 ile 1901 arasında hızlı bir gelişme göze  çarpar. Ancak, bu gelişmede, onun üzerinde Fikret’in büyük bir  etkisi olduğu inkâr edilemez.

Biçimde gösterdiği titizlik ve anlatım özellikleri bakımından, onun düzeyine erişememekle birlikte Sıret, Fikret’in peşindedir.

O da, Fikret gibi, nazmın tekniğine ve dile titizlikle bağlıdır. “Sanat, sanat içindir.” ilkesine bütünüyle sadık kaldığı için, onda, şiirin içeriği, genellikle bireysel bir manzara gösterir.

Ona göre şiir, duygu ve hayal demektir. Cenap gibi yaratıcı ve zengin olmaktan çok, Fikret gibi zarif ve sevimli bir hayal gücüne sahip bulunan şairin, hislerinde sürekli bir hüzün ve elem sezilir. Bunun, yaradılışındaki özelliklerin olduğu kadar, hayatının karışık ve çok çileli geçmesiyle de yakın ilgisi bulunduğu kesindir.

 İlk iki eserleri olan “Leyâl-i Girîzân” ve “Bağbozumu”ndaki şiirleri, İkincisinde dil bakımından hafif bir sadeleşme hissedilmekle beraber, hemen hemen, aynı dokudadır. Fakat zamanla ve olayların etkisiyle Sîret’te de, dil ve üslupça çok açık değişmeler meydana gelmiştir.

“Kıvılcımlı Kürdeki şiirler, dille birlikte, bazılarının hece vezni He yazılmış olması gibi, vezin konusunda da meydana gelen değişmeleri göstermeleri bakımından dikkate değerdir.

Eserleri: Leyâl-i Girizân (Kaçan Geceler, Servet-i Fünûn dönemi Şiirleri, 1910); Bağbozumu (Yeni tarza yönelik şiirleri, 1828) Kıvılcımlı Kül (son şiirleri, 1937), Kargalar (manzum yergiler, 1932)

 


Hüseyin Siret Özsever (1872-1959)

Servet-i Fünûn edebiyatı şairlerindendir. İstanbul’da doğdu. Çok küçük yaşta babasını kaybetti. Çeşitli okullarda öğrenim gördü. Mülkiye İdadisi’ni bitirdikten sonra devlet memurluğu yaptı. Devrin yönetimini yazılarıyla eleştirdiği için sürgüne gönderildi. On altı yıllık sürgün yaşamından sonra yurda döndü. Darüşşafaka Lisesi’nde öğretmenlik yaptığı yıllarda yaşamını yitirdi.

Edebî kişiliği

Hüseyin Siret, Servet-i Fünûn edebiyatının en içli, en lirik şairi olarak tanınır. Bireysel duygularını, aşk, kadın, doğa, aile vb. temaları kendine özgü, sade bir dille şiirlerinde dile getirir. Bu, işlediği temalar açısından Servet-i Fünûn şiir anlayışına bağlı kaldığının bir göstergesidir.

O; hem Fuzulî, Nedim, Şeyh Galip gibi klasik şairler hem de Lamartine, Alfred de Musset, Baudelaire gibi Batılı şairleri beğendiğini söyler. Onları kendi anlayışına yakın bulan Hüseyin Siret, hayata ve olaylara karamsar bir bakış açısıyla yaklaşır. Bunda uzun yıllar sürgün hayatı yaşamasının da etkisi vardır.

Şair, şiir yazmaya on yedi yaşında başlar. Mektep dergisinde yayımlanan bir şiiri, Tevfik Fikret’le tanışıp dost olmasını sağlar. Şiirlerinde Tevfik Fikret’in etkisi vardır. Fikret’in etkisiyle nazım tekniğine ve söyleyişe büyük önem verir. Şiirlerinde aruzun yanında hece ölçüsünü de kullanır. Hüzün, melâl, karamsarlık onun şiirlerinin genel özelliğidir. Bu bakımdan Fransız şairi Charles Baudelaire’e çok benzer.

Eserleri:

Şiir: Leyâl-i Girizân, Bağbozumu, Kıvılcımlı Kül